ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KAPALI SOSYAL MEDYA GRUPLARINA İLİŞKİN KARARI
21 Ağustos 2025 tarihli ve 32993 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi (“AYM”) kararı ile kapalı sosyal medya gruplarında yapılan paylaşımların hukuki nitelendirilmesine ilişkin önemli bir içtihat ortaya konmuştur.
Karara konu olan 2022/54505 başvuru numaralı olayda, kamu görevlisi başvurucu yalnızca hekimlere açık bir Facebook grubunda yaptığı paylaşım sebebiyle ilk derece mahkemesi tarafından disiplin cezasına tabi tutulmuştur. İlk derece mahkemesi, ilgili paylaşımın yöneticileri itham edici ve eleştiri sınırlarını aşan nitelikte olduğu, bu bağlamda hizmet dışında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarstığı sonucuna varmıştır. Anılan karar, istinaf kanun yolunda kesinleşmiştir. Bunun üzerine başvurucu, bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etmiş ve kapalı grupta yaptığı paylaşımın ifade özgürlüğü kapsamında korunması gerektiği ve ayrıca özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunması gerektiğini ileri sürmüştür.
AYM ise, yapmış olduğu değerlendirmede, kapalı sosyal medya gruplarının “tamamen özel alan” olarak kabul edilemeyeceğini vurgulamış, bu platformların belirli ölçüde kamusal yön taşıdığını belirtmiştir. Ek olarak, başvurucu tarafından ilgili grupta yapılan paylaşımın başvurucunun kişisel hesabında yapılan bir paylaşımdan ziyade grupta yapılan bir paylaşım olduğu ele alınmıştır. Bu kapsamda, kişilerin kendi hesaplarına ilişkin gizlilik ayarlarına müdahale etme yetkisi varken, üye olduğu gruplarda üyelik ve gizlilik kriterlerinin başvurucu tarafından değil, üçüncü kişiler tarafından belirlendiği dikkate alınmıştır. Hal böyle iken AYM, gizlilik ayarları üçüncü kişiler tarafından yönetilen gruplarda yapılan paylaşım sebebiyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine dair iddiayı oy çokluğuyla reddetmiştir.
İfade özgürlüğü bakımından ise başvurucunun kamu görevlisi sıfatı nedeniyle sadakat yükümlülüğüne tabi olduğu, yapılan paylaşımın eleştiri sınırlarını aştığı ve kamu görevlisine duyulan güveni zedelediği gerekçeleriyle ihlal olmadığı sonucuna varılmıştır. Karara karşı verilen karşı oyda ise, başvuruya konu paylaşımın gizli ve kapalı bir Facebook grubunda yapılmış olmasının, oy çokluğuyla alınan karardaki değerlendirmenin aksine cezaya konu edilmesinin özel hayatın gizliliğini ve ifade özgürlüğünü korumasız bırakacağı belirtilmiştir.
Karar, kişisel verilerin korunması bakımından “makul mahremiyet beklentisi” testini Türk hukukuna daha somut bir şekilde entegre etmektedir. Buna göre, bir kişisel verinin işlenmesinde yalnızca kanuni şartlar değil, aynı zamanda ilgili kişinin söz konusu ortamda makul olarak bekleyebileceği mahremiyet düzeyi de dikkate alınmalıdır. Karara göre, kapalı sosyal medya gruplarında yapılan paylaşımlar özel hayatın gizliliği kapsamında mutlak korumaya sahip olmadığından mahremiyet dengesi her somut olaya göre değerlendirilmelidir.
Özetle:
-
Kapalı gruplarda yapılan paylaşımlar kişisel veri niteliğini korumaya devam etmektedir. Ancak bununla birlikte, kapalı grupların kamusal yönü tamamen dışlanamayacağından, kurum içi veya mesleki amaçlı kapalı grup paylaşımlarının üçüncü kişiler nezdinde aleniyet kazanma riski bulunmaktadır.
-
Çalışanların kapalı grup yazışmaları, kurum içi iletişim kanalları veya kurum adına açılan toplulukların yönetimi bu içtihat ışığında yeniden değerlendirilmelidir.
-
Kişisel verilerin korunmasına ilişkin uyum süreçlerinde “makul mahremiyet beklentisi” kriterinin dikkate alınması, hukuki risklerin önlenmesi açısından önem arz etmektedir.
Kararın tam metnine Resmî Gazete üzerinden ulaşabilirsiniz.
Herhangi bir sorunuz olması halinde, bizimle iletişime geçebilirsiniz.